Gömülü diş, normal sürme zamanı geldiği halde çene kemiği veya diş eti altında kalmış dişlere verilen isimdir. Bu durum genellikle yirmi yaş dişlerinde görülse de köpek dişleri gibi diğer dişlerde de ortaya çıkabilir. Dişin çıkacağı alanın yetersiz olması, yanlış açıyla sürmeye çalışması veya genetik faktörler gömülü diş oluşumunda rol oynar.
Gömülü dişler bazen belirti vermezken, çoğu zaman ağrı, şişlik, çene açmada zorluk ve ağız kokusu gibi sorunlara yol açar. Dişin kısmen çıkması durumunda diş eti çevresinde iltihap gelişebilir. Bu da çiğneme sırasında rahatsızlık yaratır ve enfeksiyon riski artırır. Özellikle alt çenedeki yirmi yaş dişleri bu tür şikâyetlere sıkça neden olur.
Diş hekimleri gömülü dişleri tespit etmek için genellikle panoramik röntgen kullanır. Röntgen sayesinde dişin konumu, açısı ve çevre dokularla ilişkisi değerlendirilir. Eğer diş çene içinde yatay veya ters pozisyonda yerleşmişse, kendiliğinden sürmesi mümkün değildir ve cerrahi müdahale gerekebilir.
Gömülü diş tedavisinde en yaygın yöntem cerrahi çekimdir. Lokal anestezi altında yapılan bu işlem sırasında diş eti açılır, gerekirse bir miktar kemik kaldırılır ve diş parça parça çıkarılır. İşlem sonrası birkaç gün süren hafif şişlik veya ağrı görülebilir. Hekimin önerilerine uyulduğunda iyileşme süreci genellikle hızlıdır.
Tedavi edilmeyen gömülü dişler zamanla komşu dişlere baskı yaparak onların dizilimini bozabilir. Ayrıca kist oluşumuna yol açabilir ve çene kemiğinde ciddi sorunlara neden olabilir. Bu nedenle gömülü dişlerin düzenli kontrol edilmesi ve gerekli durumlarda çekilmesi oldukça önemlidir.
Cerrahi işlem sonrası ağız hijyenine dikkat etmek iyileşme açısından kritik rol oynar. İlk günlerde sıcak yiyeceklerden kaçınılmalı, alkol ve sigara kullanılmamalıdır. Doktorun önerdiği ilaçların düzenli kullanılması ve ağız gargaralarının yapılması enfeksiyon riskini azaltır.
Sonuç olarak gömülü diş, ihmal edilmemesi gereken bir ağız sağlığı problemidir. Erken teşhis ve doğru tedavi sayesinde ileride oluşabilecek diş ve çene sorunlarının önüne geçilebilir. Düzenli diş hekimi kontrolleriyle bu tür durumlar kolaylıkla yönetilebilir.












